- kalburüstü
- (-nü)
1.выдаю́щийся, ви́дный2.(тж. kalburüstüne gelenler) сли́вки о́бщества
kalburüstüne gelmek, kalburüstü kalmak — стать и́збранным (выдаю́щимся, изве́стным)
Büyük Türk-Rus Sözlük. 2014.
kalburüstüne gelmek, kalburüstü kalmak — стать и́збранным (выдаю́щимся, изве́стным)
Büyük Türk-Rus Sözlük. 2014.
kalburüstü — sf. 1) Seçkin, sivrilmiş, önde gelen Beylerbeyi, eski Boğaziçi nin en kalburüstü bürokratlarını barındıran güngörmüşlüğünün simgesi, bir köşesidir. H. Taner 2) Değerli, güzel Bugün dahi kalburüstü üç dört oyunu hâlâ, başta Viyana ve Peşte olmak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalburüstü kalmak — kalburüstüne gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalbur — is., Ar. ġirbāl Tahıl ve başka iri taneli maddeleri elemek için kullanılan büyük delikli veya seyrek telli elek Birleşik Sözler kalburabastı kalbur kemiği kalburüstü mısır kalburu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kalbur gibi kalbura çevirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
üst — is. 1) Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk, alt karşıtı Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor. H. E. Adıvar 2) Bir şeyin görülen yanı, yüzü Bu sefer taşın üstünden… … Çağatay Osmanlı Sözlük